Kent Cephe Gazetesi Ödemiş Haber Son Dakika

81 / 100

Ödemiş Son Dakika haber denildiğinde birkaç basın yayın kuruluşu ve yerel televizyonlar olduğu gibi eskiden Cephe Gazetesi ile bilgiler alınırdı.

İçerik Haritası gizle
2 Cephe Gazetesi kuruluş hikayesi ve Kurucusu Burhan Esen’in Hayatı
2.3 Türkiye’de 407’si il merkezlerinde, 469’u ilçe merkezlerinde olmak üzere 876 yerel gazeteyayımlanmaktadır. Bu gazetelerden 588’inin tirajları 1.000’den azdır. Yerel gazetelerin 330’ugünlük, 319’u ise haftalıktır. Yerel gazetelerin 247’si elle, 342’si makineyle, 274’ü isebilgisayarla dizilmektedir. 146 yerel gazete 1 kişi tarafından, 227 gazete ise 2 kişi tarafındanhazırlanmakta, dizilmekte ve basılmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, kentlerdeki kültürelfaaliyetlerin Halkevlerine bırakıldığı dönemde Ödemiş Halkevi, yanı başındaki TireHalkevi’nin çıkardığı Küçük Menderes, İzmir Halkevi’nin çıkardığı Fikirler dergisi gibi ciddive kapsamlı sayılabilecek dergi hazırlayamamıştı. 1930’lu yıllarda Ödemiş’te basın faaliyetiolarak kısa süre yayın hayatında kalan Mahmut Nedim Bey’in çıkardığı Yeni Ödemiş Dergisivardı. Belki de Yeni Ödemiş Dergisi, Halkevinin fikirlerine uygun bir çizgide olduğu içinböyle bir faaliyete gerek duyulmamıştı. 1932 yılında Ticaret Odası Başkâtibi M. Nedim Beytarafından çıkarılan aylık ‘Yeni Ödemiş’ dergisi, yayın amacını “İlmi, İçtimaî, İktisadî, EdebiTürk Mecmuası” olarak tanımlıyordu. Yeni Ödemiş’te birçok yerel haber ve yorum o günlerigünümüze taşımıştır. İsimleri anılan iki dergiden sonra, Ödemiş’te ilk yerel gazetenin öyküsüÖdemiş’in yaşayan en eski gazetecileri Faik Gülkoparan (d.1924) ve Mustafa Erdal’ın(d.1929) anıları, Burhan Esen’in damadı Şakir Örs’ün kitabından alıntılar ve Cephe Gazetesisahibi Mehmet Bozoğlu’nun anlattıkları ile yerli yerine oturuyor.
2.6 Gazeteciliğe duydukları büyük ilgi onları Ödemiş’in ilk yerel gazetesine götürecektir. Mustafa Erdal bu serüvene bir genç olarak katılacaktır. Ödemiş’teki ilk yerel gazetede Burhan Esen’in bir PTT memuru olmasına karşın, gazete çıkarmak için gösterdiği ısrarlı çabalar vardır. Esat Tozkoparan Mal Müdürlüğünegazetenin tescili için gerekli parayı yatırdıktan sonra gazetenin imtiyazı Merkez Otel’dekalan, Kiraz’da yedek-subay öğretmenlik yapan Mehmet İlgazi Öner adına alınır. Gazeteninbasımı için matbaacı Faik Arkant’a giderler. Faik Arkant’ın haftada iki gün çıkacak birgazetenin basımı için istediği fiyat onların karşılayamayacağı kadar yüksektir. Pazarlık dayaptırmaz Faik Bey. Gazeteyi elle çoğaltarak, duvar gazetesi biçiminde çıkarmaya kararverirler. Çini mürekkep, kırık uçlu divit ve kâğıt, gazete heveslisi kafadarların kendimatbaalarının ilk malzemeleri olur. Gazetenin adını da yörenin kültürüne uygun bir isimolarak EFE koyarlar. İlgazi’nin el yazısı güzeldir. Kargı kalem, çini mürekkep, hokka ve ikimektup sayfası büyüklüğündeki kâğıda elle çoğalttıkları gazeteden akşamları 25-30 kopyahazırlarlar ve hükümet binası, camii duvarı, kahvehane gibi şehrin uygun yerlerine asarlar.Gazetenin bir kopyasını da Faik Arkant’ın pazarlığa yanaşmaz tutumu yüzünden matbaanındış duvarına çiriş tutkal ile güzelce yapıştırırlar. Faik Bey gazeteyi yırtar duvarı temizler,onlar yine yapıştırırlar. Yedi hafta böyle devam ettikten sonra Faik Bey pes eder ve gazeteyimatbaada basmaya razı olur. 1946 yılında Arkant Matbaasında basılan EFE, aralıklarla1947’ye dek tek yapraklık bir gazete olarak yayınını sürdürür. 1947’de kendisi bir matbaakuran Burhan Esen, gazeteyi kendi makinesinde basmaya başlar.
2.7 Sayfa sayısı dörde çıkar ve gazetenin içeriği daha doyurucu olur. Örneğin; 20 Mart 1947 tarihli Efe Gazetesinde; Nimet Özlü’nün, ‘Kazamızdaki toprak ürünlerimizin 1945 istatistiklerine dayanarak ve sıhhatli birsurette dökümü’ veya 20 Mart 1948 tarihli gazetede ‘Halkevi Binasının yapım maliyetleri’veya 1 Mayıs 1948 tarihli gazetedeki; ‘Halkevi Futbol Kupası’ haberleri kentimizin yerelbelleği için önemli belgelerdir ve gazetenin neleri haber yaptığına ışık tutmaktadır. 19Ağustos 1946’da Seyrekli’li Mehmet Ağanın torunu Nilüfer Hanım’la evlenen Burhan Bey,hem PTT’deki memuriyeti, hem de kızının doğumuyla üstlendiği sorumluluğun ağırbasmasıyla 1948 yılı sonunda gerektiği gibi ilgilenemeyeceği kaygısıyla gazete işinibırakmaya karar verir. Gazeteyi devralmak isteyen Şeref Üsküp ile masaya oturur amaanlaşamazlar. Hukuk Fakültesinden yeni mezun İlhan Sipahioğlu, Şeref Üsküp’e akıl verir;“Efe’nin başına Hür koy, sen yeni bir gazete çıkar” . Nitekim, Şeref Üsküp 1948 yılında,günümüze kadar yayın hayatına devam eden bir başka yerel gazete olan HÜR EFE’yi İzmirde çıkarmaya başlar. Burhan Esen’in EFE Gazetesi ise kapanır. 1950’lere doğru ısınan siyasiortamda Ödemiş’te yerel bir gazete yoktu. Burhan Bey aydın, CHP yanlısı bir kimse idi.Genel seçimler yapılmış, ülkedeki siyasi eğilim DP lehine dönmüştü. Ödemiş’te DP oylarıTürkiye genelinin aksine CHP lehineydi. Belediye seçimleri daha sert geçecekti. Seçimleredoğru gazetecilik sevdası tekrar depreşir. 1950 yılı Ağustos ayında Cephe Gazetesi’ni kendimatbaasında çıkarmaya başlar. Aynı zamanda Demokrat İzmir Gazetesi bölge muhabirliğinide üstlenir. 1950’lerin başında Ödemiş’te DP iktidarına muhalif bir ses olarak yayınlanmayabaşlayan Faik Gülkoparan’ın Altıok Gazetesi uzun ömürlü olmamıştır. 1950’lerde yine FaikGülkoparan’ın çıkardığı ve Ali Gezer’in (Gazete Bayii Mustafa Gezer’in oğlu) matbaasındabasılan ve Yeni Ödemiş Gazetesi bir resmi ilan gazetesi niteliğini aşamamıştır. Burhan Bey’inmuhalif tavrı DP iktidarı boyunca değişmez. Örneğin, 1951 yılındaki bir başyazısında “İşçiyeGrev Hakkı Tanınmalıdır” diyerek grevden söz etmektedir. Veya; 1951 yılında Kürtçe şiiryazdığı için cezaevine giren Musa Anter’e bir yerel gazetede yer vermesi Cephe gazetesinidöneminin ilerisinde görmemiz için yeterli örneklerdir. Burhan Esen bu yıllarda, CepheGazetesindeki yazılarının yanı sıra; Papağan, Akbaba, Amcabey, Dolmuş gibi değişik mizahdergilerine de yazılar göndermektedir. Burhan Bey DP iktidarı döneminde sürgünlere uğrar.Tire, Kırkağaç, Söke, Dikili gibi ilçelere tayini çıkar durur. Kırkağaç’ta görev yaparken, FaikGülkoparan ile Manisa’da bir gazete çıkarma girişiminde bulunur.
2.8 Burhan Esen, başka bir ilçede görev yaparken dahi, Cephe Gazetesini yürütmeye ve ulusal basına yazılar yazmayadevam eder. Hatta, DP karşıtı görüşleriyle tanının Demokrat İzmir Gazetesinin muhabirliğinide aralıksız yürütür. Ödemiş’ten ayrı olduğu dönemlerde Cephe Gazetesinin yönetimini bazeneşi veya kızı, bazen de güvendiği dostları yürütür. Gazetenin çıkmasını aksatmamak içingazeteyi zaman zaman Tire ve İzmir’deki matbaalarda da bastırır. 1959 yılında matbaa vegazetenin yönetimini Arap Mehmet lakâplı Mehmet Keskin ile büyük kızı Figen’e bırakır.Cephe 1960’lı yıllarda Ödemişli gençlerin şiir, öykü ve düşünce yazılarını yayınladıkları birkültür gazetesi niteliğindedir. Genç yeteneklerin buluştuğu, tanıştığı, deney kazandığı birgazete okulu gibidir. İmtiyaz Sahibinin Behiç Duygulu olarak yazıldığı 19 Ağustos 1961tarihli ‘Siyasi Müstakil Cephe Gazetesi’nde “Cephe 12. yaşında” başlıklı başyazıda Cephe’ninilk onbir yılı Burhan Esen’in kaleminden özetlenir; “Bir gazete için 11 yıl çıkarabilmek uzunömür sayılmaz. Ancak İzmir, İstanbul gazetelerinin toplam 500 adet gazete satabildikleri birilçede dar imkânlarla ilgisizlik içinde 11 yıl yayında bulunmak hayli alınteri ve emek ister. Builçede şirketler kurulmuş, büyük şirketler temin edilmiştir ve çıkarılan gazeteler ençok 1-2 yılyaşayabilmiştir. Cephe ölümsüzlük gücünü sebat ve sabrından almaktadır. Teknikimkânsızlıklara rağmen sahifelerindeki zenginlik sık sık İstanbul gazetelerinde iktibas edilenyazılarından anlaşılmaktadır. 10 yıllık dikta idaresinde en ağır tenkitler gazetemizde çıkmıştır.1952’de keyfi idareye ‘DUR’ diyen gazetemiz 5 defa mahkemeye verilmiş ve hepsindenberaat ederek çıkmıştır. Bundan sonra da hak bildiğimiz yolda azimle yürüyecek, hakikatisöylemekten korkmayacağız.
2.10 Sonra sütunumun ismi “Dikiz Aynası” oldu. 1964’den kapanıncaya kadar,tam 17 sene Demokrat İzmir’de köşe yazarlığı yaptım. Bir ara İlhan Esen Ekspres’iyönetirken “Şaka ile Karışık” isimli sütunda yazdım. Taşradan yetişen bir yazar olarak, busonuç benim için çok sevindiricidir. Çünkü, görünmez kahramanların savaşlarda madalyaaldıkları pek görülmez” Burhan Esen 1970 yılında ailesiyle birlikte Karşıyaka’ya yerleşir ve1972 yılında emekli olur. Ödemiş’te bir yerel gazeteyi İzmir’den yönetmek zordur.Ödemiş’teki matbaada çalışan Mehmet Bozoğlu (d.1948), yerel gazeteciliği kavramış, böylebir gazetenin içeriğinden dizgisine ve baskısına kadar tüm safhalarını yürütmeye gönüllüdür.Mehmet Bozoğlu’nun matbaa ve gazetecilik ile tanışması 1960’da PTT’nin arka sokağında,Ali Gezer’in sahibi olduğu Ödemiş Matbaasına çırak olarak girmesiyle başlamıştı. Bumatbaada basılan ‘Ödemiş Gazetesi’nin okuyucuya ulaşıncaya kadar geçirdiği tümaşamalarında çalışmıştı.1960 yılındagazete kapanınca Bozoğlu, matbaacılık ve Gazetecilikmesleğine Cephe gazetesinde sürdürdü. 5 yıl gibi bir süre Cephe gazetesinde çırak ve kalfaolarak çalıştı, Bozoğlu, 1965’te akşam ortaokulunda okumak için İzmir’e gidince görevinigündüzleri gazete basılan bir matbaada devam etmiş, askerliğini (1969-1971) yaptıktan sonraÖdemiş’e döndüğünde, Esen Matbaası Cephe Gazetesinde B.Esen’in kızı Figen Esen ile ortak olarak çalışmaya başlamıştı.
2.11 Gazete o sırada 50 adet basılıyor, 30-40 tanesi dağıtılıyor, 10-15 gazete elde kalıyordu. Burhan Bey, gazeteninve matbaanın işlerini yarı hisseli olarak Mehmet Bozoğlu’na bırakır. Mehmet Bozoğlu, 5 yılsonra, 1977 yılında Burhan Esen’in teklifi ile Cephe Gazetesi’ni ve matbaayı tamamen devralır. Burhan Esen’in tek yaprak bir gazete ile başladığı, sonra da Zafer Sinemasıyanındaki Esen Matbaası’nda vitrin camına asarak sürdürdüğü yerel gazete öyküsü, 1977’de gazeteyi Burhan Esen’den devralan Mehmet Bozoğlu ile günümüze kadar devam ediyor.Mehmet Bozoğlu, ilanlarla zorlukla ayakta kalabilen gazeteyi sürdürebilmek için reklampeşinde koşmanın yanı sıra, edebiyat ve yerel haberler hazırlamak gibi yükümlülükleri de tekbaşına taşıdı omuzlarında. Cephe Gazetesi sayfalarında Ödemiş gazetecilik ve fikirhayatından gelip geçen ilginç simalara da rastlıyoruz. Eski Milletvekilleri; Mustafa Uyar,Coşkun Karagözoğlu, Alev Çoşkun, Kaya Bengisu, Neccar Türkcan, kültür insanlarıMutahhar Başoğlu, Behiç Duygulu, Fethi Savaşçı, Yılmaz Karhan, Hasan Kudar ve diğeraydınlar. Edebiyat öğretmeni Şerif Ali Ezer’in, her 15 günde bir hazırladığı edebiyat sayfasınıöğrencileri dört gözle beklerdi, çünkü Şerif Ali Bey imtihanlarda soruları gazetedekimakalesinden sorardı.Bu dönemde Ödemiş’te bir başka yerel gazete teşebbüsü vardır.Mustafa Erdal, öğretmen Yüksel Balcı ile yeni bir gazete çıkarmak için bir araya gelirler.Birlikte çıkardıkları gazeteye ‘Yeni Ödemiş Gazetesi’ adını koyarlar. Salı-Perşembeyayınlanan gazete duruma göre altı veya sekiz sayfa olur. Ancak, gazete çıktıktan üç yıl sonrakapanır. Cephe Gazetesi cama yapıştırılan tek yapraklık bir gazete olmasına karşın, tekrarÖdemiş’in tek yerel gazetesi olmaya devam eder. Bazen, sinema afişleri gibi çarşıda vepazar yerlerinde duvarlara asılarak bazen de güçlü bir kadro ile okuyucu patlaması yaşayanCephe Gazetesi 60 yıldır yayın hayatını sürdürüyor.

Şimdilerde ise Ödemiş Haber denildiğinden Kent Gazetesi bu boşluğu kısmen dolduruyor desek sanırım yanlış söylemiş olmayız. Ödemiş’in herkesi ilgilendiren ödemiş patates fiyatları, ödemiş pazarı hangi gün gibi haber ve soruları içeren haberlerini vatandaşlar bu gibi yerel kanallardan kolaylıkla alabilmektedir.

İLGİNİ ÇEKEBİLİR :  Ödemiş Beydağ Eshot Saatleri

Ödemiş son dakika haberleri küçük menderes halkına ne zaman ulaşıyor ?

Ödemiş son dakika haberleri küçük menderes denildiğinde genellikle çok merak edilen haberler karşımıza çıkmaktadır. Bu haberlerden izmir ödemiş son dakika ölüm haberleri tabi ki bizi üzmektedir.

O nedenle Ödemiş Haber, Ödemiş kaza haberleri ve Ödemiş’te ölüm haberleri çok moral bozucu olabilmektedir.

Cephe Gazetesi kuruluş hikayesi ve Kurucusu Burhan Esen’in Hayatı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, İzmir’in kültür, sanat, siyaset, edebiyat, mimarlık, şehircilik ve tüm uygarlık birikimlerine katkıda bulunmuş olan ve artık aramızda olmayan İzmirlileri ve
İzmir dostlarını yaşatmak için hayata geçirdiği ‘Vefa Borcu’ projesi kapsamında “Vefa Borcumuzu birlikte ödeyelim” sloganıyla ismi anılan Burhan Esen (1920-29 Kasım 1987), “Demokrat İzmir Gazetesi ve Akbaba mizah dergisi yazı ailesinden olup, ulusal çapta tanınmış bir mizah yazarıdır” diye tanıtılır. Asıl biz Ödemişlilerin Burhan Esen’e vefa borcumuz vardır. Çünkü, Burhan Esen 60 yıldır yayın hayatını sürdüren Cephe Gazetesi’nin kurucusu ve Ödemiş’in ilk yerel gazetecilerindendir.

Yerel gazeteler, o beldeyi seven inançlı insanların çıkardığı gazetelerdir. Tirajları düşük olan bu
gazetelerde, genellikle aydınlar, öğretmenler ve gençler çalışırlar. Yerel gazeteci idealisttir. Yarı tok, yarı açtır. Para kazanmak için yapılacak iş değildir taşra gazeteciliği. Başka türlüsü de olamaz zaten. İlkeleri ağır basar, taviz vermez;
doğruyu söylese bir dert, söylemese yağcılıkla suçlanır. Mum ışığı ile etrafı aydınlatmaya
çalışır. Haber bulmakta zorlanır. Kendi ismini görmek isteyen eşrafın kaprisi de cabası.
Anadolu’nun yarı meçhul değerleridir yerel gazeteciler.

Türkiye’de 407’si il merkezlerinde, 469’u ilçe merkezlerinde olmak üzere 876 yerel gazete
yayımlanmaktadır. Bu gazetelerden 588’inin tirajları 1.000’den azdır. Yerel gazetelerin 330’u
günlük, 319’u ise haftalıktır. Yerel gazetelerin 247’si elle, 342’si makineyle, 274’ü ise
bilgisayarla dizilmektedir. 146 yerel gazete 1 kişi tarafından, 227 gazete ise 2 kişi tarafından
hazırlanmakta, dizilmekte ve basılmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, kentlerdeki kültürel
faaliyetlerin Halkevlerine bırakıldığı dönemde Ödemiş Halkevi, yanı başındaki Tire
Halkevi’nin çıkardığı Küçük Menderes, İzmir Halkevi’nin çıkardığı Fikirler dergisi gibi ciddi
ve kapsamlı sayılabilecek dergi hazırlayamamıştı. 1930’lu yıllarda Ödemiş’te basın faaliyeti
olarak kısa süre yayın hayatında kalan Mahmut Nedim Bey’in çıkardığı Yeni Ödemiş Dergisi
vardı. Belki de Yeni Ödemiş Dergisi, Halkevinin fikirlerine uygun bir çizgide olduğu için
böyle bir faaliyete gerek duyulmamıştı. 1932 yılında Ticaret Odası Başkâtibi M. Nedim Bey
tarafından çıkarılan aylık ‘Yeni Ödemiş’ dergisi, yayın amacını “İlmi, İçtimaî, İktisadî, Edebi
Türk Mecmuası” olarak tanımlıyordu. Yeni Ödemiş’te birçok yerel haber ve yorum o günleri
günümüze taşımıştır. İsimleri anılan iki dergiden sonra, Ödemiş’te ilk yerel gazetenin öyküsü
Ödemiş’in yaşayan en eski gazetecileri Faik Gülkoparan (d.1924) ve Mustafa Erdal’ın
(d.1929) anıları, Burhan Esen’in damadı Şakir Örs’ün kitabından alıntılar ve Cephe Gazetesi
sahibi Mehmet Bozoğlu’nun anlattıkları ile yerli yerine oturuyor.

Mahmut Burhanettin Esen, 1920 yılında PTT Müdürlüğünde çalışan babasının görev yeri olan Urfa’nın Suruç ilçesinde doğmuştur. Babasının tayinleri dolayısıyla, ailesi Havza, Merzifon ve Samsun’dan sonra 1938 yılında Ödemiş’e gelir. Liseyi Samsun’da bitirmiş olan Burhan Esen’in ilk yazısı 1936 yılında Merzifon’da yayınlanan Taşan dergisinde yayınlanır. Akbaba dergisine ilk yazısını ise 1938 yılında gönderir. Okul yıllarında muhtelif gazete ve dergilerde yazıları yayınlanmış olan Burhan Esen’in Ödemiş’e geldikten sonra günleri İzmir Gazeteleri için muhabirlik ve Akbaba dergisine mizah öyküleri yazmakla geçmektedir.

1940’ların başında Ödemiş PTT’sine memur olarak girer. PTT Binası Kınnapçılar hanında 2 oda idi, 3 memur çalışıyordu. 1944 yılında, PTT’nin hemen karşısında Mustafa Erdal’ın babasının işlettiği Merkez Otel, lokanta ve yanındaki Hacı Kadir Ağa’nın Hanı’nın kahvehanesi Burhan Esen’in sık sık uğradığı bir yerdir. Otel, yörede görev yapan memurların kaldığı bir lojman, kahvehane ise bir kıraathane (okuma odası) gibidir. Okumaya, yazmaya tutkun ve düşünce yapısı yeni oluşan bir genç olarak Mustafa Erdal, otelde kalan aydınların sohbetlerinden etkilenmektedir. Burhan Esen, Esat Tozkoparan ve İlgazi Öner yaptıkları edebiyat ve gazetecilik sohbetleri sırasında “…biz bir gazete çıkaralım mı?” sorusunu sorduklarında aslında Burhan Esen’in kaderi de çizilmiştir.

Gazeteciliğe duydukları büyük ilgi onları Ödemiş’in ilk yerel gazetesine götürecektir. Mustafa Erdal bu serüvene bir genç olarak katılacaktır. Ödemiş’teki ilk yerel gazetede Burhan Esen’in bir PTT memuru olmasına karşın, gazete çıkarmak için gösterdiği ısrarlı çabalar vardır. Esat Tozkoparan Mal Müdürlüğüne
gazetenin tescili için gerekli parayı yatırdıktan sonra gazetenin imtiyazı Merkez Otel’de
kalan, Kiraz’da yedek-subay öğretmenlik yapan Mehmet İlgazi Öner adına alınır. Gazetenin
basımı için matbaacı Faik Arkant’a giderler. Faik Arkant’ın haftada iki gün çıkacak bir
gazetenin basımı için istediği fiyat onların karşılayamayacağı kadar yüksektir. Pazarlık da
yaptırmaz Faik Bey. Gazeteyi elle çoğaltarak, duvar gazetesi biçiminde çıkarmaya karar
verirler. Çini mürekkep, kırık uçlu divit ve kâğıt, gazete heveslisi kafadarların kendi
matbaalarının ilk malzemeleri olur. Gazetenin adını da yörenin kültürüne uygun bir isim
olarak EFE koyarlar. İlgazi’nin el yazısı güzeldir. Kargı kalem, çini mürekkep, hokka ve iki
mektup sayfası büyüklüğündeki kâğıda elle çoğalttıkları gazeteden akşamları 25-30 kopya
hazırlarlar ve hükümet binası, camii duvarı, kahvehane gibi şehrin uygun yerlerine asarlar.
Gazetenin bir kopyasını da Faik Arkant’ın pazarlığa yanaşmaz tutumu yüzünden matbaanın
dış duvarına çiriş tutkal ile güzelce yapıştırırlar. Faik Bey gazeteyi yırtar duvarı temizler,
onlar yine yapıştırırlar. Yedi hafta böyle devam ettikten sonra Faik Bey pes eder ve gazeteyi
matbaada basmaya razı olur. 1946 yılında Arkant Matbaasında basılan EFE, aralıklarla
1947’ye dek tek yapraklık bir gazete olarak yayınını sürdürür. 1947’de kendisi bir matbaa
kuran Burhan Esen, gazeteyi kendi makinesinde basmaya başlar.

Sayfa sayısı dörde çıkar ve gazetenin içeriği daha doyurucu olur. Örneğin; 20 Mart 1947 tarihli Efe Gazetesinde; Nimet Özlü’nün, ‘Kazamızdaki toprak ürünlerimizin 1945 istatistiklerine dayanarak ve sıhhatli bir
surette dökümü’ veya 20 Mart 1948 tarihli gazetede ‘Halkevi Binasının yapım maliyetleri’
veya 1 Mayıs 1948 tarihli gazetedeki; ‘Halkevi Futbol Kupası’ haberleri kentimizin yerel
belleği için önemli belgelerdir ve gazetenin neleri haber yaptığına ışık tutmaktadır. 19
Ağustos 1946’da Seyrekli’li Mehmet Ağanın torunu Nilüfer Hanım’la evlenen Burhan Bey,
hem PTT’deki memuriyeti, hem de kızının doğumuyla üstlendiği sorumluluğun ağır
basmasıyla 1948 yılı sonunda gerektiği gibi ilgilenemeyeceği kaygısıyla gazete işini
bırakmaya karar verir. Gazeteyi devralmak isteyen Şeref Üsküp ile masaya oturur ama
anlaşamazlar. Hukuk Fakültesinden yeni mezun İlhan Sipahioğlu, Şeref Üsküp’e akıl verir;
“Efe’nin başına Hür koy, sen yeni bir gazete çıkar” . Nitekim, Şeref Üsküp 1948 yılında,
günümüze kadar yayın hayatına devam eden bir başka yerel gazete olan HÜR EFE’yi İzmir
de çıkarmaya başlar. Burhan Esen’in EFE Gazetesi ise kapanır. 1950’lere doğru ısınan siyasi
ortamda Ödemiş’te yerel bir gazete yoktu. Burhan Bey aydın, CHP yanlısı bir kimse idi.
Genel seçimler yapılmış, ülkedeki siyasi eğilim DP lehine dönmüştü. Ödemiş’te DP oyları
Türkiye genelinin aksine CHP lehineydi. Belediye seçimleri daha sert geçecekti. Seçimlere
doğru gazetecilik sevdası tekrar depreşir. 1950 yılı Ağustos ayında Cephe Gazetesi’ni kendi
matbaasında çıkarmaya başlar. Aynı zamanda Demokrat İzmir Gazetesi bölge muhabirliğini
de üstlenir. 1950’lerin başında Ödemiş’te DP iktidarına muhalif bir ses olarak yayınlanmaya
başlayan Faik Gülkoparan’ın Altıok Gazetesi uzun ömürlü olmamıştır. 1950’lerde yine Faik
Gülkoparan’ın çıkardığı ve Ali Gezer’in (Gazete Bayii Mustafa Gezer’in oğlu) matbaasında
basılan ve Yeni Ödemiş Gazetesi bir resmi ilan gazetesi niteliğini aşamamıştır. Burhan Bey’in
muhalif tavrı DP iktidarı boyunca değişmez. Örneğin, 1951 yılındaki bir başyazısında “İşçiye
Grev Hakkı Tanınmalıdır” diyerek grevden söz etmektedir. Veya; 1951 yılında Kürtçe şiir
yazdığı için cezaevine giren Musa Anter’e bir yerel gazetede yer vermesi Cephe gazetesini
döneminin ilerisinde görmemiz için yeterli örneklerdir. Burhan Esen bu yıllarda, Cephe
Gazetesindeki yazılarının yanı sıra; Papağan, Akbaba, Amcabey, Dolmuş gibi değişik mizah
dergilerine de yazılar göndermektedir. Burhan Bey DP iktidarı döneminde sürgünlere uğrar.
Tire, Kırkağaç, Söke, Dikili gibi ilçelere tayini çıkar durur. Kırkağaç’ta görev yaparken, Faik
Gülkoparan ile Manisa’da bir gazete çıkarma girişiminde bulunur.

Burhan Esen, başka bir ilçede görev yaparken dahi, Cephe Gazetesini yürütmeye ve ulusal basına yazılar yazmaya
devam eder. Hatta, DP karşıtı görüşleriyle tanının Demokrat İzmir Gazetesinin muhabirliğini
de aralıksız yürütür. Ödemiş’ten ayrı olduğu dönemlerde Cephe Gazetesinin yönetimini bazen
eşi veya kızı, bazen de güvendiği dostları yürütür. Gazetenin çıkmasını aksatmamak için
gazeteyi zaman zaman Tire ve İzmir’deki matbaalarda da bastırır. 1959 yılında matbaa ve
gazetenin yönetimini Arap Mehmet lakâplı Mehmet Keskin ile büyük kızı Figen’e bırakır.
Cephe 1960’lı yıllarda Ödemişli gençlerin şiir, öykü ve düşünce yazılarını yayınladıkları bir
kültür gazetesi niteliğindedir. Genç yeteneklerin buluştuğu, tanıştığı, deney kazandığı bir
gazete okulu gibidir. İmtiyaz Sahibinin Behiç Duygulu olarak yazıldığı 19 Ağustos 1961
tarihli ‘Siyasi Müstakil Cephe Gazetesi’nde “Cephe 12. yaşında” başlıklı başyazıda Cephe’nin
ilk onbir yılı Burhan Esen’in kaleminden özetlenir; “Bir gazete için 11 yıl çıkarabilmek uzun
ömür sayılmaz. Ancak İzmir, İstanbul gazetelerinin toplam 500 adet gazete satabildikleri bir
ilçede dar imkânlarla ilgisizlik içinde 11 yıl yayında bulunmak hayli alınteri ve emek ister. Bu
ilçede şirketler kurulmuş, büyük şirketler temin edilmiştir ve çıkarılan gazeteler ençok 1-2 yıl
yaşayabilmiştir. Cephe ölümsüzlük gücünü sebat ve sabrından almaktadır. Teknik
imkânsızlıklara rağmen sahifelerindeki zenginlik sık sık İstanbul gazetelerinde iktibas edilen
yazılarından anlaşılmaktadır. 10 yıllık dikta idaresinde en ağır tenkitler gazetemizde çıkmıştır.
1952’de keyfi idareye ‘DUR’ diyen gazetemiz 5 defa mahkemeye verilmiş ve hepsinden
beraat ederek çıkmıştır. Bundan sonra da hak bildiğimiz yolda azimle yürüyecek, hakikati
söylemekten korkmayacağız.

Hepinize sevgiler…” 1960’lı yıllar Burhan Esen’in en verimli gazetecilik ve yazarlık yıllarıdır. Bir ‘Akbaba Dergisi’ yazarı olarak tanınan Burhan Esen, Ödemiş’i aşmış, ülke çapında ‘solcu’ bir gazeteci olmuştur. Bu yılların serüvenini kendisinden dinleyelim; “Taşra muhabirleri gazetelerin görünmez kahramanlarıdır. Küçücük çevrelerinden haberler çıkarabilmek için didinir durular. İşte ben de, böyle bir mücadele içindeydim. Gönderdiğim haberler rahmetli Adnan Düvenci’nin dikkatini çekmiş, yazılarımı birisine okutmuş ve dikkatlice dinlemiş. Sonra bir daha, bir daha dinlemiş. Sanırım mizahi uslübumun gelip geçici olup olmadığını araştırmıştı. Sonra; ‘…bu adam muhabir değil, yazar olacakmış. Bunu derhal yazar yapalım demiş. Rahmetlinin söylediklerini bana bildirdiklerinde dünyalar benim olmuştu. Önceleri Sadun Tanju’nun bıraktığı “A’dan Z’ye” sütununda yazmaya başladım.

Sonra sütunumun ismi “Dikiz Aynası” oldu. 1964’den kapanıncaya kadar,
tam 17 sene Demokrat İzmir’de köşe yazarlığı yaptım. Bir ara İlhan Esen Ekspres’i
yönetirken “Şaka ile Karışık” isimli sütunda yazdım. Taşradan yetişen bir yazar olarak, bu
sonuç benim için çok sevindiricidir. Çünkü, görünmez kahramanların savaşlarda madalya
aldıkları pek görülmez” Burhan Esen 1970 yılında ailesiyle birlikte Karşıyaka’ya yerleşir ve
1972 yılında emekli olur. Ödemiş’te bir yerel gazeteyi İzmir’den yönetmek zordur.
Ödemiş’teki matbaada çalışan Mehmet Bozoğlu (d.1948), yerel gazeteciliği kavramış, böyle
bir gazetenin içeriğinden dizgisine ve baskısına kadar tüm safhalarını yürütmeye gönüllüdür.
Mehmet Bozoğlu’nun matbaa ve gazetecilik ile tanışması 1960’da PTT’nin arka sokağında,
Ali Gezer’in sahibi olduğu Ödemiş Matbaasına çırak olarak girmesiyle başlamıştı. Bu
matbaada basılan ‘Ödemiş Gazetesi’nin okuyucuya ulaşıncaya kadar geçirdiği tüm
aşamalarında çalışmıştı.1960 yılındagazete kapanınca Bozoğlu, matbaacılık ve Gazetecilik
mesleğine Cephe gazetesinde sürdürdü. 5 yıl gibi bir süre Cephe gazetesinde çırak ve kalfa
olarak çalıştı, Bozoğlu, 1965’te akşam ortaokulunda okumak için İzmir’e gidince görevini
gündüzleri gazete basılan bir matbaada devam etmiş, askerliğini (1969-1971) yaptıktan sonra
Ödemiş’e döndüğünde, Esen Matbaası Cephe Gazetesinde B.Esen’in kızı Figen Esen ile ortak olarak çalışmaya başlamıştı.

cephe gazetesi

Gazete o sırada 50 adet basılıyor, 30-40 tanesi dağıtılıyor, 10-15 gazete elde kalıyordu. Burhan Bey, gazetenin
ve matbaanın işlerini yarı hisseli olarak Mehmet Bozoğlu’na bırakır. Mehmet Bozoğlu, 5 yıl
sonra, 1977 yılında Burhan Esen’in teklifi ile Cephe Gazetesi’ni ve matbaayı tamamen devralır. Burhan Esen’in tek yaprak bir gazete ile başladığı, sonra da Zafer Sineması
yanındaki Esen Matbaası’nda vitrin camına asarak sürdürdüğü yerel gazete öyküsü, 1977’de gazeteyi Burhan Esen’den devralan Mehmet Bozoğlu ile günümüze kadar devam ediyor.
Mehmet Bozoğlu, ilanlarla zorlukla ayakta kalabilen gazeteyi sürdürebilmek için reklam
peşinde koşmanın yanı sıra, edebiyat ve yerel haberler hazırlamak gibi yükümlülükleri de tek
başına taşıdı omuzlarında. Cephe Gazetesi sayfalarında Ödemiş gazetecilik ve fikir
hayatından gelip geçen ilginç simalara da rastlıyoruz. Eski Milletvekilleri; Mustafa Uyar,
Coşkun Karagözoğlu, Alev Çoşkun, Kaya Bengisu, Neccar Türkcan, kültür insanları
Mutahhar Başoğlu, Behiç Duygulu, Fethi Savaşçı, Yılmaz Karhan, Hasan Kudar ve diğer
aydınlar. Edebiyat öğretmeni Şerif Ali Ezer’in, her 15 günde bir hazırladığı edebiyat sayfasını
öğrencileri dört gözle beklerdi, çünkü Şerif Ali Bey imtihanlarda soruları gazetedeki
makalesinden sorardı.Bu dönemde Ödemiş’te bir başka yerel gazete teşebbüsü vardır.
Mustafa Erdal, öğretmen Yüksel Balcı ile yeni bir gazete çıkarmak için bir araya gelirler.
Birlikte çıkardıkları gazeteye ‘Yeni Ödemiş Gazetesi’ adını koyarlar. Salı-Perşembe
yayınlanan gazete duruma göre altı veya sekiz sayfa olur. Ancak, gazete çıktıktan üç yıl sonra
kapanır. Cephe Gazetesi cama yapıştırılan tek yapraklık bir gazete olmasına karşın, tekrar
Ödemiş’in tek yerel gazetesi olmaya devam eder. Bazen, sinema afişleri gibi çarşıda ve
pazar yerlerinde duvarlara asılarak bazen de güçlü bir kadro ile okuyucu patlaması yaşayan
Cephe Gazetesi 60 yıldır yayın hayatını sürdürüyor.

Cephe Gazetesi yayın yaşamı boyunca genellikle günlük, zaman zaman haftada iki-üç gün yayınlandı. Üç yıldan bu yana haftanın altı günü yayımlanıyor. Şu an 5.000inci sayıyı geçmiş durumdadır.Yazılı basın kalıcıdır ve etkilidir. Yazının gücü karşısında durulmaz, tıpkı usul usul akan suya bakıp da, sel baskınının nasıl olur da her yeri yıktığına hayret edildiği gibi. Gün gelir, ülke çapında sıradan bir olay kentin gündemini değiştirir, o güne ait bir iz yıllar sonra yerel hafızayı tazeler, kent yaşamına katkısı hatırlanır.

Gazeteler, sözlü kültürden yazılı kültüre geçişin en temel araçlarıdır. Cephe
Gazetesinin tüm sayıları elimizde yok. Bulunabilen gazete örnekleri dahi bir kentin 60 yıllık
bir yaşamının bazı bölümlerinden kesitleri, tanıklıkları dillendiriyor. Kimi eğlenceli, kimi
düşünceli… Kesin, abartı yok; düş gücü yok; bire bir ajans haberi gibi, elden geldiğince de
yalın. Ama hepsinin içinde iyi, kötü bir ileti var. Belki konuya ilgi duyan birilerinin işine
yarar… Burhan Esen’in kendisi gibi gazeteci damadı Şakir ÖRS ve Ege Üniversitesi İletişim
Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde öğretim üyesi olan kızı Doç. Dr. Ferlâl Örs ile Mehmet
Bozoğlu’nun eksiklerimizi tamamlaması dileği ile…

Kaynak : Ödemiş Eski Belediye Başkanı BEKİR KESKİN’in “ÖLÜMÜNÜN 20. YILINDA BURHAN ESEN” isimli yazısından alıntıdır..