Söz konusu sağlık olunca eşekten düşeni ancak eşekten düşen anlıyor. Şen, şakrak tavırlarımız bir anda 180 derece değişiyor hasta olduğumuzda. Yaşam enerjimiz, keyfimiz, iştahımız kaçıyor ve büyük bir karamsarlığa giriyoruz.
Tüm dünyaca büyük bir pandemi atlatık ve hastalığa yakanlanmış olanların bir nefes alabilmek için neler çektiğini gözlerimizle gördük. Hastalık elbette kötü bir durum, kimsenin istemeyeceği bir şey fakat başımıza geldiğinde ise bazen ne yapacağını bilemez hale geliyoruz. Günümüzün tıp bilgisi ile hastalıkları tedavi ediyor muyuz yoksa sadece görünüşte baskılıyor muyuz bu tam bir muamma. Kapı kapı, doktor doktor gezen hastalar çoğu zaman tedavi için geçmişte ve doğal tedavilerde şifasını aramakta. İşte böyle doğal tedavilerden birisi de Homeopati olmakta…
Homeopati tarihi hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra homeopati nedir konusuna gelelim ve sonrasında ise günümüzde bu işler nasıl olmakta bahsedelim..
Homeopati, Alman Doktor Samuel Hahnemann keşfetmiş olduğu doğal bir tedavi yöntemidir. Kendisi doktorluk mesleğini yaparken o günün şartlarında uygulanan tedavi yöntemlerini pek makul bulmamakta ve geçimi için tıbbi çeviriler yaparken bir gün kinin bitkisinin sıtma hastalığına yakalanan insanlarda iyileştirici olarak kullanıldığını ama aynı kinin bitkisinin ise sağlıklı bir insan verildiğinde ise o kişide sıtma hastalığına benzer hastalık semptomları gösterdiğini okumuştur. Bu bilgi çok ilgisini çekmiştir ve kendi üzerinde bu mantıkla hareket ederek bilimsel çalışmalar gerçekleştirmiştir. Yıllar süren araştırmalar ve deneyler sonucunda Homeopati adını verdiği bir tedavi yöntemini tüm dünyaya armağan etmiştir.
Homeopatinin tarihçesi bu şekil olmakta ve homeopati nedir, nasıl çalışır konusu çok daha önem arzetmektedir… Homeopatide “benzer, benzerini tedavi eder prensibi” vardır. Bunu biraz açmak istersek, bir kişi homeopati tedavisi alacak ise kendisine bir takım sorular sorulur, bu sorulara verdiği cevaplar ve yaşadığı hastalığın semptomlarına bakılarak o kişinin bir semptom tablosu hazırlanır.
Örneğin kişi ateşli ishal gibi bir duruma yakalanmışsa, bu kişinin hangi saatlerde dışkılama yaptığı, neyin iyi geldiği, neyin semptomları arttırdığı, hangi aralıklar bu tür olayların gerçekleştiği, geçmişte yaşadığı rahatsızlıklar, olduğu aşılar, olduğu tıbbı operasyonlar, kullandığı ilaçlar gibi birçok bilgi toplanır ve bu durumların tedavisinde kullanılan homeopatik ilaçlar yani remediler belirlenir.
Daha anlaşılır kılmak için baş ağrısı için afaki olarak söylüyoruz toplamda 500 farklı homeopatik ilaç bulunmakta. Ama sol şakak ağrısı dendiğinde bu sayı 150’ye düşmekte, haftada bir sol şakak ağrısı denildiğinde 70’e düşmekte. Bu şekil ve daha detaylandırma ile hasta kişiyi bütüncül olarak tedavi edecek olan gerçek ilacını bulmaya çalışırlar ve hastayı doğal bir yolla tedavi etmeye çalışırlar.
Homeopati, 1700’lü yılların sonlarında bilimsel çerçeveye oturturularak tıp dünyasına sunuldu ve o günden bugünlere kadar birçok değerli doktor homeopat katkılar sağlayarak günümüze kadar bu tedavi yönteminin gelişimini hızlandırdırlar.
Günümüzde homeopati çok büyük kitlelerce ana tedavi yöntemi olarak kullanılmakta, Hindistan’da en çok tercih edilen ikinci tedavi yöntemi olmakla birlikte en meşhurlarından İngilitere Kraliyet Ailesi, tedavi yöntemi olarak homeopatiyi tercih etmekte.
Türkiye’de de bu alanda çalışmalar gösteren saygın doktorlar bulunmakta. Bu yazıyı yazarken Homeopati hakkında bilgilerinden faydalandığımız Dr. Neslihan Gülmez gibi Türk doktorlar homeopatinin yaygınlaşması ve homeopati tedavisi ile bütüncül olarak iyileşme için çaba sarfetmektedirler.
Herkesin bütüncül olarak daha sağlıklı olması ve kapı kapı doktor gezmekten kurtulması için homeopatinin geniş kitlelerce benimsenmesi ve uygulanmasını niyaz ediyor ve herkese sağlıklı bir yaşam diliyoruz.
Kaynaklar: https://neslihangulmez.com